Tarım arazilerinin
mülkiyet dağılımının ve arazi tasarruf biçiminin hisseli ve karmaşık bir yapıda
olması, tarımsal alanların verimli olarak kullanılmasını engellemektedir. Küçük
ve hisseli tarım arazilerinin varlığı, verasete iştirak ve benzeri nedenlerle
tarım arazilerinin sahipleri tarafından giderek artan bir biçimde üretim
dışında tutulmasına neden olmakta, bu durum da tarımsal üretime zarar
vermektedir.
Ortalama tarım işletmesi
büyüklüğü 2014 yılı için İngiltere'de 53.8, Fransa'da 52.1, Almanya'da 45.7,
İspanya'da 23.8 hektarken Türkiye'de ise bu rakam 5.9 hektar büyüklüğündeydi.
Bu durum 6537 sayılı Kanun’un genel gerekçesine de yansımış ve tarım
arazilerinin bölünmesi ve miras yoluyla intikali konularında değişiklik
yapılmasının en önemli gerekçesi olarak gösterilmiştir.
Bu
durumun önüne geçmek amacıyla 15.05.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan
6537 numaralı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanun’da değişiklikler yapılmıştır.
Bu kapsamda Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanun’u m.8’e göre tarım arazileri mutlak tarım arazileri,
özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak
sınıflandırılacak ve asgari tarımsal arazi büyüklüğü, bölge ve yörelerin
toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık
tarafından belirlenecektir. Belirlenen asgari büyüklüğe erişmiş tarımsal
araziler, bölünemez eşya niteliği kazanmış olacaktır. Bakanlık asgari
tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilecektir.
Bu
değişikliğe göre tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında
ifraz edilemeyecek, hisselendirilemeyecek, Hazine taşınmazlarının satış
işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamayacaktır. Tarımsal
arazilerin bu niteliği şerh konulmak üzere Bakanlık tarafından ilgili tapu
müdürlüğüne de bildirilecektir.
2014
yılında 6537 sayılı Kanun ile getirilen listeye göre Trabzon’da sulu
arazide 50 dekar(dönüm), kuru arazilerde 120 dekar, dikili arazide 10 dekar ve
örtü altı arazilerde 3 dekar olarak yeterli gelirli tarımsal arazi büyüklüğü
belirlenmiştir.
Ayrıca
tarım arazilerinde; ifraz, hisselendirme, pay temliki, elbirliği mülkiyetinin
paylı mülkiyete dönüştürülmesi, elbirliği mülkiyetinin devri, paylı mülkiyet
olarak intikal, taksim ve vasıf değişikliği işlemleri de Bakanlığın izni ile
yapılacaktır.
Kanun
değişikliği ile getirilen en önemli değişiklik mirasa konu tarımsal arazilerde
mülkiyetin devrinin esas alınmasıdır.
Mirasçılar
arasında devir konusunda anlaşma sağlanması hâlinde, mülkiyeti devir işlemleri
mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde tamamlanacaktır. Devir
işlemlerinin bir yıl içinde tamamlanmaması durumunda mirasçılardan en az birisinin
de dava açmaması hâlinde, Bakanlık 5403 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması
için mirasçılara üç ay süre verir. Verilen süre sonunda devir olmaması hâlinde,
Bakanlık resen veya bildirim üzerine bu yerlerin istemde bulunan ehil
mirasçıya, ehil mirasçı olmaması durumunda en fazla teklifi veren istekli
mirasçıya devri, aksi hâlde üçüncü kişilere satılması için ilgili sulh hukuk
mahkemesi nezdinde dava açabilir.
Bu
kapsamda mirasa konu tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazinin
mülkiyeti hakkında mirasçılar aşağıdaki dört şekilde hareket edebilir;
·
Bir mirasçıya veya yeter gelirli tarımsal
arazi büyüklüklerini karşılaması durumunda birden fazla mirasçıya devrini,
·
Mirasçıların tamamının miras payı oranında
hissedarı oldukları Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları limited
şirkete devrini,
·
Türk Medenî Kanununun maddelerine göre
kuracakları aile malları ortaklığına veya kazanç paylı aile malları ortaklığına
devrini,
·
Mülkiyetin üçüncü kişilere devrini,
kararlaştırabilirler.
Mirasçılar
arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde, mirasçılardan her biri yetkili sulh
hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu durumda sulh hukuk hâkimi tarımsal
arazi veya yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin;
·
Kişisel yetenek ve durumları göz
önünde tutulmak suretiyle tespit edilen ehil mirasçıya tarımsal gelir değeri
üzerinden devrine, birden çok ehil mirasçının(nitelikleri
Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle belirlenir.) bulunması hâlinde, öncelikle
asgari geçimini bu yeter gelirli tarımsal arazilerden sağlayan mirasçıya, bunun
bulunmaması hâlinde bu mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden
mirasçıya devrine, ehil mirasçı olmaması hâlinde, mirasçılar arasından en
yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine karar verir.
·
Birden fazla ehil mirasçı olması ve bu mirasçıların
miras dışı tarımsal arazilere sahip olması durumunda, bu mirasçıların mevcut
arazilerini yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak veya bu arazilerin ekonomik
olarak işletilmesine katkı sağlamak amacıyla hâkim, tarım arazilerinin yeter
gelir büyüklüğünü aramaksızın bu mirasçılara devrine karar verebilir.
·
Mirasa konu yeter gelirli tarımsal
arazinin kendisine devrini talep eden mirasçı bulunmadığı takdirde, hâkim
satışına karar verir. Bu suretle yapılacak satış sonucu elde
edilen gelir, mirasçılara payları oranında paylaştırılır.
·
Yeter gelirli tarımsal araziler
birden çok yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğüne bölünebiliyorsa,
sulh hukuk hâkimi bunlardan her birinin mülkiyetinin, yukarıda belirtilen
hükümler çerçevesinde mirasçılara ayrı ayrı devrine karar verebilir.
Yeter
gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin mirasçılar tarafından 1 yıllık sürede
devredilmediğinin kamu kurum veya kuruluşları ile finans kurumları tarafından
öğrenilmesi hâlinde, durum, bu kurum veya kuruluşlar tarafından derhâl Bakanlığa
bildirilir. Bakanlık bu Kanun hükümlerinin uygulanması için mirasçılara üç ay
süre verir. Verilen süre sonunda devir olmaması hâlinde, Bakanlık resen veya
bildirim üzerine bu yerlerin istemde bulunan ehil mirasçıya, ehil mirasçı
olmaması durumunda en fazla teklifi veren istekli mirasçıya devri, aksi hâlde
üçüncü kişilere satılması için ilgili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava
açabilir.
Netice
itibariyle Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Hakkında
Kanun’da 2014 yılında yapılan değişikliklerle, her bölgede Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nca asgari tarımsal arazi büyüklüğü belirlenmesi esası
getirilmiştir. Belirlenen bu büyüklüğün altında tarımsal araziler ifraz
edilemeyecek ve pay/paydaş adedi arttırılamayacaktır. Trabzon’da sulu
arazide 50 dekar(dönüm), kuru arazilerde 120 dekar, dikili arazide 10 dekar ve
örtü altı arazilerde 3 dekar olarak yeterli gelirli tarımsal arazi büyüklüğü
belirlenmiştir.
Kanun
değişikliğinin getirdiği en büyük değişikliklerden biri de mirasa konu tarımsal
arazilerde mülkiyet devrinin esas alınmasıdır. Böylelikle
mirasa konu tarımsal arazi söz konusu olduğunda mirasın açılmasından itibaren 1
yıl içerisinde mirasçıların aralarında anlaşarak bir kişiye tarım arazisini
devretmesini, şartları sağlıyorsa aralarında birden fazla kişiye
devretmelerini, ya da mirasçıların payları oranında ortak olacakları limited
şirkete veya kurulacak aile malları ortaklığına ya da 3. kişiye devretmelerini
aksi halde sulh hukuk mahkemesinde dava açmalarını öngörmektedir. Açılacak
davada sulh hukuk hâkimi tarımsal araziyi talep eden ehil mirasçıya gelir
değeri üzerinden verecektir. Ehil mirasçı yoksa mirasçılar arasında en yüksek
teklifi verene devredecektir. Kendisine devrini isteyen mirasçı bulunmadığı
takdirde hâkim 3. kişilere satışına karar verebilecektir. Yeter gelirli tarımsal
arazi birden çok yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğüne
bölünebiliyorsa, hâkim mirasçılara ayrı ayrı mülkiyet devrine de karar
verebilecektir. Burada önemli husus mirasın açılmasından itibaren 1 yıl
içerisinde mirasçılar anlaşamaz veya dava açmazlarsa, Bakanlığın durumu
öğrenmesi halinde mirasçılara 3 aylık süre kesin süre verecek olmasıdır. Bu
süre zarfında da anlaşma sağlanamazsa Bakanlık re’sen sulh hukuk mahkemesinde
dava açma yetkisine sahip olacaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki gerek mirasçılar
tarafından gerekse Bakanlık tarafından sulh hukuk mahkemesinde 5403 sayılı
Kanun kapsamında açılacak davalarda her türlü resim ve harçtan muafiyet söz
konusudur.
Av.
Mücahit TÜFEKÇİ