Sadullah Koloğlu,Arap Kaymakam olarak tanınan bu zat görev yaptığı yerlerde çok büyük izler bırakmıştır.O tarihlerde yaşayanlar bu zattan stayişle söz ederler.Dedemle beraber köyümüze gelmiş olması benim için büyük bir anlam taşır.Yeni nesilin aşağıdaki yazılanlar
Belki dikkatini hiç çekmeyecektir.Fakat o günü yaşayanlar için bu yazılanlar eskiden olduğu gibi dillerden düşmeyecektir.
Şimdiki Libya sınırları içinde olan DERNE’de doğdu.1886 da, Büyük dedesi Konya Karamandan Derne’ye geçip burada evlenmiş bir yeniçeridir.
Annesiyse,Girit’ten sürülüp Bingazi’ye sığınan bir Türktür ve burada Hacı Mebruk Efendiyle evlenmesinden SADULLAH BEY doğar.Babası Osmanlı saraylarına DERNE’nin meşhur tereyağını getiren bir tüccardır. Bir seyahatinde en küçük oğlu Sadullah’ı da İstanbula getirir.
II.Abdülhamit dönemidir ve Osmanlının her köşesinden tanınmış ailelerin çocukları”Aşiret
Mektebi “ denilen bir okula kaydedilmektedir.Babası Sadullah Bey’i de bu okula verir.Diğer çocuklarına nazaran ,ondaki başkalığı sezmiştir. Bu okuldan mezun olanlar Harbiyeye veya Mülkiye okullarına devam etmekteydiler.Sadullah Bey de 1902 de Mülkiye Mektebini Pekiyi derece ile bitirip,ilk görevine Derne Kaymakamlığında başladı.Ardından Buldan Kaymakamlığına, 21 Ocak 1913 te Pazarhısar Kaymakamlığına tayın edilmiş.Ardından Pınarhısara,Burada Pınarhısar nüfusuna kaydolur ve Vizeye tayın olur.Oradan Nazilli’ye,fakat Yunan işgali nedeniyle göreve başlayamaz. 11 Aralık 1922 de Trabzon Maçka Kaymakamlığına tayını ile Trabzon’daki kaymakamlıkları dönemi başlar.Burada,eşkıyalarla büyük mücadele verir. Rus işgali sonrası Rum çetelerle savaşır.Silahı çok seven Karadeniz halkından silahları toplamayı başarır.Kan davaları azalır.
1923 Ocağında imzalanan Mubadele ile Rumların güvenle bölgeden çıkarılması gerekmek-
tedir.Sadullah Bey ,Rumlara diş bileyen Türk kasabalarından güvenle çıkarır. Onların sadece
kişisel eşyalarını almaları istenir.Sümela Manastırında papazların kaçırmaya çalıştığı.Hz.İsa-
nın çarmıhının ağacından olduğu ileri sürülen,çok değerli taşlarla süslü haçı kafilede yakalar.
Papazın büyük rüşvet teklifine aldırmadan Ankara’ya ait olduğu yere koyulmak üzere teslim eder.
Bir müddet sonra Of’a tayın edilen Sadullah Bey,Burada da ağaların halk üzerinde kurduğu
baskıcı tuıtumlarıyla mücadele etmek zorunda kaldı.Bu mücadele,halk nazarında onu daha sevilen bir kişi yapacaktır.Baş göstermiş olan hayvan vebasıyla etkin mücadelesi sonuç verince,bölge ekonomisine yararlılığı sebebi ile çeşitli takdirnamelerle ödüllendirildi. 1925 te Sürmene’ye atanır,Sürmene ise onu hiç unutamayacaktır. İstanbulda,Refika hanımla bu arada evlenen Sadullah Bey, İstanbul dışına ilk çıkacak eşini de alarak Mayıs 1925te Sürmene’ye gelir.Bu onun ikincı evliliğidir.İlk eşi Pınarhısarda Kaymakamlığı sırasında ince hastalığa yakalanıp vefat etmiştir. Sürmene’ye geldiklerinde,kadınların çalışıp erkeklerin yan gelip yatması ikisini de üzmektedir. Ama düzeni değiştirmek üzere, erkekleri kadınları yapmaya zorladıkları işlere zorla gönderecektir. Bu düzen değişikliği erkeklerin onuru zedelenen kadınları bile rahatsız edecek, bir gün beştemallerinde ve sepetlerinde sakladıkları sopalarla,taşlarla kadınları kaymakamın yolunu kesmeye kadar götürecektir.AmaKaradeniz inadı ilk kez mağlup olur.Kaymakama duyulan saygı ve hayranlık katlanarak artar.
Rus işgali ve ticaret erbabı olan azınlıkların gidişiyle fakirleşen Sürmene’ye yeni bir çehre
lazım.Okul olarak da kullanılacak hükümet konağının inşasına başlanır. 2000 metrekare ve iki katlı inşaat projesini bizzat kendisi çizdi.Konağın Araklının Konakönüne mi Sürmene’ ye
mi yapılması hususunda anlaşmazlık vardı.O günün Göneşeranın Muhtarı olan İmam Ahmet
tüm çevre ustalarını toplayarak Sürmene’ye indi. Konağın , yapımına başlanıldı. Böylece anlaşmazlık son buldu. Kaymakamda halkla beraber çalışıyordu. İşin sonuna gelinen günlerde, son balkon çıkmasını inşasına gelince demir biter.Genç Cumhuriyet fakirdir. Ve malzeme bulunmamaktadır.
İşte o an,Karadeniz’lilerin aklında şimşekler çakacaktır.Çare çok uzakta değildir.Ertesi gece
Trabzon limanına kayıklar süzülürken, karartıları kimse fark edemeyecektir.Rusların
Demiryolu yapmak için getirdiği,ama işgal bitince geri almak üzere limana yaydığı demiryolu raylarını kayıklara yüklerken fark edileceklerdir.Ancak limanda demirleri korumakla görevli nöbetçilerle kargaşada,oradaki görevlilere zeval gelmesin diye araya giren kimliğini açık eden kişi, devletin kaymakamı çıkacak. Ama demirler Sürmene’ye çoktan ulaşacaktır.Konağın açılışına Vali gelecek ve o balkondan halka seslenecek,halksa gözyaşı dökecektir.
Bu arada kaymakam disiplin ve para cezası almış olmasına rağmen bina tamamlanır ve hizmete açılır.Fakat 50 yıl sonra da yeni hükümet binası yapılmak üzere yıkılırken olayı anımsayan Sürmene’liler meydanda sarsılarak bir daha ağlayacaktır.
Sadullah Bey daha birçok yerde kaymakamlık görevine devam etti.Onun Karadenizden gidişinden sonra bu dağlarda eşkıyalık yine almış yürümüş,meydana gelen heyelanlarla evleri yıkılan,geçim derdine düşen halk yine ümitsizliğe kapılmıştır. Bölgeyi çok iyi bilen kaymakam,ikinci defa Of kaymakamlığına gelecektir.29Kasım 1929 Eşkıya korkusundan halkı emin tutmak gerekmektedir.
Of’ta seneler önce yaşanan sellerde,heyelanlarda evsiz barksız olan Karadenizlilerin bir kısmı göç etmiş,bir bölümü de Van’a yerleşmişti.Bunu hatırlayan Sadullah Bey, Hakkari ‘ye dönmezden evvel Van’a uğrar onlarla hasret giderir.Esnaflık yapın,ticaretle uğraşın öğütünde bulunur.
18 Şubat1938 de Hakkari valiliği, 19Kasım1940da Bingöl valiliğinde bulundu. Çocuklarının geleceğinden endişelenen Sadullah Bey, baba ocağı olan Bingazi’ye gider.Burada rahmetli babasının yakın arkadaşı, ve bir dönem hapislik arkadaşı da olan,Bingazi Emiri Sunisi ile de buluşur.Libya’nın o yıllarda bağımsız bir devlet olarak kurulması gündemdeydi ve emir Türkiye’den ve yakın arkadaşı olan babasından, namını bildiği Sadullah Bey’i kendi yanında yardımcısı olarak görmek ister.Sadullah Bey bu teklife sıcak bakmaz.Türkiye’ye döner.Geçim sıkıntısı çeker. Sunusi Türk hükümetine başvurur izin ister. 23.01.1950 tarihli karala 3 yıl süreyle Bingazi Hükümetinde çalışmasına müsaade
eder.
22Kasım 1941 de yaş hattinden emekliye ayrılır.35 yıla yakın şerefli hizmet aşkı 28 Mayıs 1952 yılında vefatı ile son bulur.Allah mekanını cennet eyler inşallah!