İstanbul'un fethi bize birinci olarak bu gençlik meselesini ikinci olarakta yeni bir şeyi yeniden hatırlatmalı ve kendimize getirmeli ve onurumuzla öz benliğimizle dimdik ayakta durmayı öğretmelidir.Bugün sahte ve görüntüde ve yandaşçı özgürlük anlayışlarının sembolü Avrupa'ya karşı kendimize gelmeli değerlerimizin ve değerlilerimizin farkına varmalıyız.Biz tarihimizi okumalı,anlamalı ve anlatmanın gayreti içerisinde olurken,Avrupa'lı tarihi ile yüzleşmelidir.
Bugün sahte soykırım tasarıları ve iddiaları ile ortalığı vaveylaya verenler tarihi iyi okumalı ve anlamalıdırlar.Bizim Fatih Sultan Mehmet'imiz,gururumuz ve onurumuz ;
Bu muazzam fetihten sonra İstanbul’un her yerinde Fatih Sultan Mehmed’in fermanları okunmuş, şehrin içerisinde saklanan halkın, hiçbir şeyden çekinmeden ortaya çıkmaları istenmiş, canlarının, mallarının, ırzlarının ve inançlarının tamamen devletin teminatı altında bulunduğu ilan edilmiş, inançlarını özgürce yaşamalarına izin verilmiştir.Bu sahnelere o günün insanının inanması, güvenmesi ve hayal dahi etmesi asla mümkün değildi.
Fatih’in bu fermanına o kadar sadakat gösterilmiştir ki, güzel yurdumuzda diğer ırk ve din mensupları, hiçbir rahatsızlık duymadan yaşaya gelmişlerdir. Bütün bunlar necip milletimizin her türlü inanca ve ırka gösterdiği hoşgörüyü aksettiren tarihi belgelerdir.Ülkemin her yerindeki ibadethane sahiplerine ,inanç sahiplerine karşı verdiği özgürlük ve emniyet fermanları dünyanın pek çok müze ve kütüphanelerini süslemektedir.Maçka Meryem Ana manastırın yetkililerine ferman verdiği yetmediği gibi,onların her türlü iaşe ve ibatelerini karşılamak için nakliye vasıtaları ve emniyet imkanları kendilerine vermiştir.
İstanbul'un fethine sadece bir askeri fetih görüntüsü ile bakmamalı tam aksine gönüllerin fethi olarak bakmalıdır.Çünkü İstanbul'u Roma'ya bağlamak isteyen Roma Kralının mektubuna,"İstanbul'da Roma serbuşu görmektense Osmanlı'nın sarığını görmeyi yeğ tutarım."cevabı bunu gösterir.Elbette şehrini müdafaa etmek her milletin bir görevidir.İşin askeri ve savaş boyutu bu yüzdendir.Amma onlar savaş sonrası gördükleri mükemmel muamele,Krala verdikleri cevabın ne derece tutarlı ve isabetli olduğunu göstermektedir.
Selam olsun Kur'an ve Resüllülah yolunda şanlı mücadelelere koyulan Allah erlerine.Bize onurlu bir tarih bıraktınız,arkamıza baktığımızda boynumuzu bükecek yüzümüzü kızartacak bir sahne yoktur.Rabbim sizleri en yüksek makamlara nasip eylesin.Torunlarınız olarak sizlere layık olamadık.İslam çoğrafyası işgal altında; ekonomik,kültürel ,madden ve manen yanıyor.Ümmet-i Muhammed yeni Fatihler bekliyor.Karanlığın en şiddetli olduğu anda şafak söker,doğum; sancıların en şiddetli olduğu anda oluşur.İnşaallah ümitvarız sözlerimizi amellere, görüntülerimizi özümüze aktarmanın gayretinde olmak duyguları ile ne mutlu ve selam olsun o büyük fethin komutan ve askerlerine...