Sabır ve Dayanışma
Akıl, Kuran’ı yaşama ve yaşatmayı, oruç tutmayı, oruç da sabır ve dayanışmayı gerektirir
İslam, aklı olmayanı, aklını kullanabilecek yaşa gelmeyeni akıllı da olsa sorumlu tutmaz. İslam Aklı temel alır. İslam’da her şey akılla başlar, akılla biter. Materyalizmdeki gibi paranız kadar değil aklınız kadarsınız. Aklınız ne kadar? Kullandığınız kadar.
İnsanı hayvandan ayıran nokta; insanın eşrefi mahluk (yaratılanların en şereflisi); akıllı olmasıdır. Hayvanlar içgüdüleriyle doğruyu bulur. Hiçbir hayvanın aklı yoktur. İnsan da hayvan gibi ölümlüdür, yaşaması için öncelikle emesi gerekir. Meleklerden insanı ayıran noktalar; yemesi, içmesi, cinsel yönünün oluşu. Fakat oruç tutuğunda insan adeta meleklere benzemiş olur. Akıl, irade kullanarak duyguları kontrol etmeyi sağlar. Oruçlu, bırakın haramı, kendisine helal olan eşine, ekmeğine, suyuna bile elini uzatmaz. O, incelmiş, zarifleşmiş, berraklaşmış, hoşgörü ve anlayışlı ruhuyla, yoğunlaşmış manevi boyutuyla, özellikle iftar saatlerinde öyle bir hali kendisinde hisseder ki, ‘dünya adına dünyalık hesabına hiç bir şeye benim ihtiyacım yok’ diye düşünebilir, içteki ruhtaki beslenmesi dıştaki bedendeki zafiyetlerini eksiklerini unutturuverir, sanki o bir gönül adamı veya hanımı oluvermiştir.
Oruçla korunma; sırtına maddi zevk hesabına bir şeye ihtiyaç duymama anlamına gelen “İstiğna” gömleğini, ateşe karşı İbrahim gömleğini, günaha karşı Yusuf gömleğini giyer gibi, sanki melek gömleğini oruçla ruhuna geçirivermiş, kendi bedeninde bedensiz yaşar hale gelmiştir.
Ruhumuzu güzelleştiren oruç, Rabbimizin gazabından korur, rızasını almamızı da sağlar.
“İyiyle iyi olmak her kişinin karı,
Kötüyle iyi olmak er kişinin karı”
Oruç, bize ‘her’ ile ‘er’ arasındaki farkı öğretir.
Peygamber efendimiz, anne babaları yanlarında olduğu halde onların rızalarını almayı beceremeyip, cennete gidemeyenlere; “burnu sürtünsün, sürtünecek” diyor. İyiye iyilik herkes yapar veya yapabilir.
Anne babaya saygı göstermeyenlerin başkasına saygı göstermesi; göstermeliktir veya ikiyüzlülüktür, riyadır. ‘Anne, baba şirke çağırsa gitme ama dostluğunu da bozma’
Kötüye iyilik er kişinin yapacağı davranıştır. Tuttuğumuz oruç, ufkumuzu açar, anlayışımızı kolaylaştırır. Ramazan, kötülükle, ahlaksızlıkla, sosyal adaletsizlikle, haksızlıkla mücadelenin doruk noktaya yükseldiği, gönül seferberliğinin hayata geçirildiği aydır.
Yanlış Mesajlar Yuva Yıkıyor
Sahip olduklarıyla mutlu olmayanlar, ancak mutsuzluk sahibi olur.
Cep telefonu mesajlarını her on kişide bir kişi yanlış yere gönderiyor.
Türkiye’de teknoloji, büyük oranda amaç dışı kullanılıyor.
Bilgisayar bilgileri saymak için kullanılmıyor. Daha çok, kötü amaçlı insanların, evin koruma duvarlarını aşması için kullanılıyor.
Küçük bir dikkatsizlik sonucu yanlış yerlere giden özel içerikli cep mesajları gittikleri yerde C-4 plastik patlayıcı gibi patlıyor. Tüm seven ve sevilenler enkaz altında kalıyor. Bir yanlış mesaj yüzünden ne ocaklar sönüyor. Akıllı ve medeni bir insan çevresindekileri rahatsız etmemek için dikkatli davranmalıdır. Küçük hataların büyük sonuçlar doğurduğunu önceden görebilmelidir. Aydın olmadan olacağı öngörebilen ve sıradanlara gösterebilendir. Zehirlenmeden zehirliyi tanıyabilen ve tanınmasını sağlayandır.
İnternet aracılığıyla da maskeli insanlar evinizin içinde gezebiliyor. Maskenin altında ne var bilmiyorsunuz. O ne yazarsa onu okuyabiliyorsunuz. Hatta görüntüde de konuşan başkası görünen başkası olabiliyor. Kadınlar erkek, erkekler kadın kimlikleriyle mesajlaşabiliyor. Ne düşüncesi, ne inancı, ne kültürü, ne ahlakı hiçbir şeyi birbirine benzemeyenler iletişim teknolojisi aracılığıyla aynı ortamı paylaşıyor, aynı havayı soluyor. Ne şehirler, ne cinsiyetler, ne meslekler, ne yaşlar hiçbir şey gerçek değil. Tek büyük gerçek teknolojinin iletişim hatlarından sinsi düşmanın mahreminize doğru yaklaştığı. Bu tehlikeli yakınlaşmalar medyaya eşi benzeni görülmemiş yeni dolandırıcılıklar, hüsranlar ve cinayetler olarak yansımakta.
Kadınlar, çevrelerinde hoş karşılanmayacağı için gizli iletişime özen gösterirken büyük bir tehlikenin içine çekiliyorlar. Bu iletişimleri, kendi görüntüleri veya mesajları bilgileri dışında kaydedilebiliyor ve daha sonra şantaj olarak onlara geri dönüyor. Küçük bir heyecan yaşamak, monoton hayatını hareketlendirmek, değişiklik olsun diye girdikleri yolun felakete; adımı adım yaklaştırdığını birçoğu fark edemiyor. Kendini ahlaksızın, hiçbir pozitif değeri olmayan, hatta insan bile olmayanların insafına bırakmak zorunda kalanlar, maddi ve manevi varlığıyla yok oluyor.
İçerden yanan fitilin patlama anına kadar görülmediği, hissedilemediği gibi bu insanlar da düşmanlarına gösteremedikleri dikkati dostlarına gösterdikleri için, fark edilmiyorlar. Bu zor günlerinde kendilerini dostlarından tecrit edip yalnızlığa mahküm oldukları için dostlarının yardımından da uzak, cellatlarıyla baş başa kalıyorlar.
Zararın neresinden dönülürse kardır, düşüncesiyle mutlaka bu tip tehdit ve şantajlarda güvenlik kuvvetlerine ve ailenize haber verin. İş büyümeden izahı varken izah edin. İzah edemeyeceğiniz, sonucunu görmediğiniz, bilmediğiniz olaylara girmeyin. Mutluluk ne her şeyi yapmak, ne de her şeye sahip olmaktır. Mutluluk sahip olduğunuzla, yaptığınızla mutlu olmaktır. Hiçbir insanın bildikleri, bilmedikleriyle kıyaslanamayacağı gibi, sahip oldukları da sahip olmadıklarıyla kıyaslanamaz. Nasıl yetersiz bilginizle mutlu iseniz, yeni bilgi alma ihtiyacı duymuyorsanız, okumuyor, araştırmıyorsanız. Aynı şekilde yeni şeyler almadan, yeni şeyler yapmadan da mutlu olursunuz, olanla mutlu olmayı bilirseniz.